BAĞIMLILIK
Bağımlılık; bireyin sonucunun kötü olduğunu bilmesine rağmen bağımlı olduğu nesneyi geride bırakamaması, nesneyle iliskisini sürdürmesidir. Bağımlılık her türlü nesneye karşılık olabilmektedir.Daha çok yetişkinlerin bağımlılık geliştirdiği düşünülmektedir. Bu düşüncenin aksine yapılan araştırmalar sonucu bağımlılığın küçük yaşamlarda da görüldüğü belirlenmiştir. Ergenler arasındasık görülen ve günümüzde yaygınlaşmakta olan bağımlılık yapan nesneler arasında sigara, alkol, uyuşturucu madde ve bilgisayar oyunları başta gelmektedir.
Son dönemlerde bonzai ve meth kullanımı gençlerimizi bağımlı hale getiren ve ailelerin de dikkatini çeken önemli bir sorun haline gelmiştir.
Bağımlılık Hakkına Bilinmesi Gerekenler
Bağımlılığın iki süreci vardır. Bunlar fiziksel ve psikolojik bağımlılıktır. Fiziksel bağımlılık, bireyin madde almaması durumunda karşılaştığı bulantı, kusma, terleme, titreme ve üşüme gibi fiziksel problemlerdir. Bu belirtiler daha rahatsız edici olduğundan diğer bireyler tarafından da fark edilebilir. Öte yandan bireyin kullandığı maddeyi “Bana iyi geliyor” ya da “ Maddeyi almazsam kendimi iyi hissedemiyorum” gibi düşüncelerinden ötürü tekrar kullanmak istemesi ise psikolojik bağımlılıktır.Psikolojik bağımlılıkta birey fiziksel bağımlılıktaki zorlantıları yaşamamaktadır ancak anksiyete, sinir gibi psikolojik belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Psikolojik bağımlılığa en iyi örnek olarak sigara tüketimi verilebilir. Kişide aşerme söz konusudur ancak titreme ağız kuruluğu gibi fiziksel bağımlılığın belirtileri görülmez.
Maalesef gençler arasında bu durum yanlış algılanmakta ve anlatılmaktadır. Esrar bağımlılık yapıcı bir madde olmasına karşılık gençler arasında bunun inkarı söz konusudur. Çünkü esrar kullanımının sonucunda bireyde fiziksel bağımlılık gelişmez ancak psikolojik bağımlılık gelişmektedir. Gençler ise psikolojik bağımlılığı şiddetli bulmadıklarından dolayı önemsememekte, kullanmaya devam etmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, kokain bağımlıları, eroin bağımlıları, uçucu madde bağımlılarının %60’ı bu maddelere geçmeden önce en az 1 kez esrar kullanmışlardır.
ERGENLERDE BAĞIMLILIK NASIL GELİŞİR?
Ergenlik dönemindeki bireylerin madde kullanımına daha yatkın oldukları bilinmektedir. Bunun nedenleri arasında ergenin sosyal çevresi, ergenin genetik faktörleri, ergenin çocukluk döneminde ihmale ya da istismara uğramış olması yer almaktadır. Bunun yanı sıra ergenlik dönemindeki bireyler karmaşık bir süreçten geçmektedirler ve bunun sonucu olarak da kendilerini tehlikeye atmaktan çekinmeyebilirler. Bu nedenle de madde kullanımına açık olabilirler. Aynı zamanda ergenlik döneminde merakla birlikte başlayan kullanımlarda oldukça yaygındır. Madde kullanımının başlarında " Bir kereden bir şey olmaz", "Ben bağımlı değilim, istediğim zaman bırakabilirim", " O beni kontrol edemez, ben onu kontrol ediyorum", " En azından ot kullanayım, ne de olsa ottur günahı yoktur" lafları ile oldukça sık karşılaşırız. Bunlar maddeyi kullanmaya başlamış ya da başlamaya karar veren gençlerin kendini rahatlatmak için sarf ettiği sözlerden bir kaç tanesidir. Madde kullanmaya başlayan kişinin bu cümleleri bir müddet sonra " Bu son bir daha kullanmayacağım " cümlesine dönmektedir. Ancak kullanma isteğine karşı koyamayan genç, pes edebilmekte ve madde kullanımına kendini iyiden iyiye kaptırabilmektedir.
AİLELER NE YAPMALI?
Bağımlılık tedavi edilebilen bir beyin hastalığıdır. Bu sebeple gençteki bırakma isteğinin zarar algısına dönüşmesini sağlamak ve bunu desteklemek gerekir. Madde kullanımı ile gencin davranışlarında değişiklikler meydana gelir. Eğer çocuğunuzun madde kullandığını düşünüyorsanız onu suçlayıp yargılamak oldukça yanlış bir davranış olacaktır. Bunun yerine çocuğunuzun çevresini gözlemlemeniz, arkadaşlarıyla öğretmenleriyle konuşmanız daha doğru olacaktır. Bazen ebeveynler bu tarz konuların gençle konuşulduğunda akla getirildiğini ve kullanıma neden olduğunu düşünebilirler. Bu nedenle konuşmak yerine üstünü kapatmak ailelere daha doğru gelmektedir. Oysaki bu konuları konuşmaktan kaçınmak onun madde konusunda yanlış bilgilenmesine sebep olabilir.Gence verilecek bilgi, yaşına uygun olmalıdır.Önemli olan çocuklarımızda zarar algısı oluşturabilmektir. Eğer bu algıyı gençlerde oluşturabilirsek başta madde kullanımı olmak üzere diğer riskli durumlarda da karşı gelebilmesini sağlayabiliriz.